Hep Asi Mi Olur Çocuklar?
Hep Asi Mi Olur Çocuklar?
Çocukluğun belli bir döneminde asiliğin olduğu söylenir. Çocuklar bunu pek kabul etmese de durum böyledir. Her yetişkin bunun böyle olduğunu bilir. Çünkü onlar bu dönemi yaşamışlardır. Yaşamışlardır ama asi olan çocuklara karşı davranışları ne kadar doğrudur. Bunu biraz irdelediğimizde, kazın ayağının hiç de öyle olmadığı görülür.
Kime Çocuk Denir?
Doğumda itibaren 18 yaşına kadar olan her insan çocuktur. Bu Anayasamızca da böyle kabul edilmiştir. 18 yaşını doldurmuş kişi artık reşittir. Oy kullanabilir. Belli sorumlulukları vardır. Kendine yeten ve kendisini idare edebilen bir bireydir artık.
Asilik
İsyan etmektir, asilik. Türk Dil Kurumunun sözlüğünde bu kavram “başkaldırıcılık” olarak açıklanmıştır. İsyan etmek; peki neye isyan? İsteklerinin olmamasına. Fikirlerinin kabul görmemesine. Kafasında tasarladığı pembe dünyanın, ebeveynleri tarafından reddedilip yıkılmasına isyan.
Çocukların Dünyası
Yetişkin gerçek dünyanın sorunlarıyla karşı karşıyadır ve onlarla mücadele eder. Örneğin bir işte çalışmak, ailenin geçimini sağlamak, çocuklarının ihtiyaçlarını gidermek gibi. Yetişkin her duruma gerçekçi bakmak zorunda hisseder kendisini. Çünkü onun zihin yapısı gelişmiş ve değişmiştir. Olaylara farklı bakar. Sorgular ve düşünerek hareket eder.
Çocuk ise öyle değildir. Çocuğun düşünme şekli yetişkinlerin düşünme şeklinden çok farklıdır. Tez canlıdır çocuk. Pat diye olsun ister, dilekleri. Fikirlerinin sorgulanmasını istemez. Onun sorumluluk alanı sınırlıdır. Kendisini karşılaştığı durumlar karşısında zorunlu hissetmez. Ucu bucağı olmayan, sonsuz bir dünyası vardır onun. Kimi insan buna, hayal dünyası adını takmıştır.
Bu sebepten ötürü çocukların düşünceleri, duyguları ve istekleri yetişkinlerle sürekli çatışma yaşar. Bu farklılık ne kadar azaltılır ve ortak bir zemin sağlanabilirse, anlaşabilme oranı da o derce artış gösterir.
Çocuklar ve Asilikleri
Asi olmayan çocuk yoktur. Her yetişkin çocuk olmuştur. Dolayısıyla, onlar da bu asilik yani isyan dönemini geçirmişlerdir. Sadece biten çocukluk dönemiyle, çocukluktaki asilik de bitmiştir.
Doğacak ve çocuk olacak her insan da birer asi (Kavram yanlış anlaşılmasın. Buradaki asi kavramından kastımız, isteklerinin reddedilmesine olan kızgınlıktır.) adayıdır.
Çocuğun bir dünyası vardır. O dünya her şeyin olduğu, bütün isteklerin kabul edildiği, mutsuzluğun bulunmadığı pembe-mavi bir dünyadır. Çocuk, yaşadığı gerçek dünyadan daha çok bu dünyada yaşar. Her zorluk, her umutsuzluk ve her üzülme durumunda kendisine ait bu dünyaya sığınır. Çünkü orada her istediğini yapma fırsatına sahiptir.
Bu onun dünyasıdır ve orada her istediği olur. Mutludur orada. Ebeveynleri onu kendi, gerçek dünyalarına çağırırken, o da ebeveynlerini kendi dünyasına dahil etmek ister. Çocuk yetişkin olan anne ve babasını bu kendisine ait dünyaya katabilirse, bilir ki artık ona karada ölüm yoktur.
Çünkü dünya onundur ve bu dünyada tek söz sahibi kendisidir. Artık her dilediği, her istediği anında olacaktır. Tüm çabası, bütün mücadelesi bunun içindir. Başarılı olursa ne ala! Ama başarılı olamazsa -çocukların kahir ekseriyeti bu mücadeleyi kaybederler- işte, asilik dediğimiz durum ortaya çıkar. İtirazlar, sinirlenmeler vb. Kendisinin isteklerinin dışında olan her şeye burun kıvırır. Kendisinin doğru gelmeyen her düşünceye karşı çıkar.
Bir cevap bırakın